Sayın Okurlar, yeni bir dünya (aslında yaradılış doğal dengelerine dönen bir dünya) olabilir mi, bu dönüşümü biz başlatabilir miyiz diye kendimce hiç bilmediğiniz önerilerimi sıraladım. Ama ülkeler içinde yaşayanlar ile bir şeyler yapıyor. Bizimle somutlaşıyor. Yani ben, siz, hepimiz ortalama olarak bir şeyler yaptıkça veya yapmadıkça ülkenin ortalama eğilimi ortaya çıkıyor. O zaman artık kendimize bakalım derim. Biz dünyanın değişimindeki bir damla olabilir miyiz?
İyice daraltalım çerçeveyi. Özgürlüklerden, farklılıklara saygıdan bahsediyoruz ya. İyice daraltalım.
- Biz var ise aşkımıza nasıl bakıyoruz? Bana yar olmayan hiç kimseye yar olamaz mı diyoruz? Ya da sevdiğimizi/aşık olduğumuzu iddia ettiğimiz insanın başka bir birey olduğunu unutmadan, olası farklılıklarına saygı duyarak eşit olarak mı hayatı paylaşmak istiyoruz? Kavgayı mı, yoksa farklılıklarımızı el ele diz dize konuşabilmeyi mi doğal karşılıyoruz? Eğer aşkımıza saygı duymuyorsak belki de hiç görmeyeceğimiz bir dağın vadilerine, ağaçlarına, kurduna kuşuna mı saygı duyacağız, onun var olması için mücadele edeceğiz? Eğer aşkımızla kavgayı doğal karşılıyorsak o zaman hiç tanımadığımız ve belki de hiç tanımayacağımız insanlarla savaştan mı kaçınacağız? Nasıl ki aşkımızla kavga ederken kesin olarak haklıysak, o bilmediğimiz insanlara karşı haydi haydi haklı değil miyiz?
- Çocuklarımıza doğdukları andan itibaren nasıl bakıyoruz? O benim çocuğum mu, adeta benim çalışma masam der gibi, yoksa doğduğu andan itibaren hakları olan ve o andan itibaren saygıyı hak eden bir birey mi? Eğer benim çocuğum diyerek cümleye başlıyorsak o zaman Akdeniz’de orkinosların yok olması bizim için ne ifade edebilir? Nasıl olsa onlar BENİM çocuğum değil.
- Hayatımızda komşularımızın ne kadar değeri var? Hiç tanımasak da (12 blok 360 haneli bir sitede yaşarken kaç tane komşuyu bu hayat gailesinde tanıyabilirsiniz ki) yürüdüğümüz yolda komşumuzun da hakkı olduğunu bu nedenle o yolu temiz tutmamız gerektiğini doğal olarak düşünüyor muyuz? Bilmem ne dersiniz, ister evinizin sokağına, ister sitenizin ortak alanlarına bakın. Baktıktan sonra karar verin. Eğer o yol temiz değilse örneğin sigara izmaritlerimizi, pet şişelerimizi ana yollara atmamıza ne engel var? Kendi yollarımız temiz değilse Everest’deki kirlilik, atık yoğunluğu umurumuzda olur mu?
- Yılda bir defa olsun apartmanımızın, sitemizin yönetimi için toplandığımızda ne kadar birbirimize saygılı, bize ters gelen önerileri bile tartışmada ne kadar hoşgörülüyüz? Bilmem, bir düşünün. Peki bu kadar küçük bir alanda gördükleriniz geçerli ise siyasetin hangi tarzda icra edilebileceğini düşünüyorsunuz? Eğer sadece kendi ülkenizin siyaset icra tarzı buysa ve bu rahatsız etmiyorsa sizi, başka ülkelerin konvansiyonel hayvancılık için Amazon ormanlarını yok etmesi ne kadar rahatsız eder?
- Her ile bir üniversite açarken, buna karşı çıkanları en iyimser deyimle ülkenin gerçeklerinden uzakta olmakla eleştirip, sonra bugüne gelince genç işsizliği karşısında nitelik sorununu konuşuyorsak o zaman az gelişmiş ulusların niteliksiz! insanlarının hiçbir yerde kabul edilmemelerine şaşmaya, tepki göstermeye hakkımız olabilir mi?
- İhtiyaçlar hiyerarşisinde gıda en temel konulardan biriyken kendi ülkemizde tarım/sağlıklı beslenme sorunlarını çözemiyorsak, Mars’da koloni kurup değişen vücut formasyonları ile ne bileyim hapla beslenme araştırmalarına fon ayıranları eleştirmeye ne kadar hakkımız var?
Sayın Okurlar, sayfalarca yazabilirim. Ama eğer ben buysam, eğer ortalama bu ben olursa, o zaman sizce bu dünya ne olur ve ne oluyor? Ve bu haksız değişim sonunda siz mi, gelişmiş! ülkelerin insanları mı başka bir kurtuluş düzenine geçecekler ve o düzen/form her ne ise insanca bir kurtuluş mu olacak?
Ne dersiniz? Değişim kimden başlamalı?
Fotoğraf : Porapak Apichodilok
