Bir De Deprem Olursa

Bu başlığa bayram önü şom ağızlılık denir fikrinde olabilirsiniz. Haklısınız. Ama bu sabah çalışırken İstanbul’da Zeytinburnu semtinde bir apartmandan önce çatırdama sesleri geldiği, apartman sakinlerinin ayrılmalarından 24 saat geçmeden de çöktüğü haberini izledim. İBB bu apartman ile ilgili bir ihbarın olmadığını belirtmiş. Binanın sanırım ruhsatı da yokmuş.

Tamam çok temel, çok fazla sorunumuz var. Tamam neden vb tartışmaları da boş verin şu anda. (Zaten bıraktım içeriği, tartışma eyleminin nasıl icra edileceği konusunda bile mutabık değiliz.) Ama bazı olaylar var ki tartışılacak, yorum yapılacak gibi değil. Bu kadar tartışmaya açık olmayan ve aslında bana göre çok kolay, çok açık çözümleri olan konuları rahatlıkla sonuçlandırabiliriz.  Yaşamlarımıza adım adım katkı yapmaya başlayabiliriz.

  • İstanbul Türkiye’nin çok büyük bir bölümü gibi deprem hattında. Yorumsuz.
  • İstanbul depremi bekleniyor. Tabi ki zamanı konusunda bilim insanlarından farklı tahminler var. Ama herkes mutabık ki olacak. Olacağı konusunda farklı görüş yok.
  • İstanbul’da birçok binanın sorunlu -neredeyse semt semt ve rakamları ile- olduğu biliniyor veya tahmin ediliyor.
  • Bu üç veri sabit olduğuna göre (ve kısa süre önce bir İzmir depremi örneği varken) Allah aşkına hangi konut, apartman vb ne durumda diye bakmak için ihbar, başvuru vb mi gerekir.
  • Yaklaşık belli olan lokasyonlara gidersiniz saptamayı yaparsınız bu kadar basit.
    • Tabi ki bizde şu tez ileri sürülür. Yetki a kurumunda b kurumunda. Bunun da çok kolayı var ve hele bu Cumhurbaşkanlığı sisteminde uygulaması da çok kolay. Rahatlıkla Deprem Bakanlığı kurulur.
    • Ülkemizde deprem ve mühendislik konusunda çok yetkin bilim insanları var. Bu bakanlığa bir bilim insanı atanır. Sadece somut, açık belirtilerek ve hatta sınırlı ve en sorunlu (örneğin İstanbul) yerlerdeki konutların saptanması ve ne yapılacağı sadece bu bakanlık yetkisindedir denir ve yetki tek elde toplanır. Mevzuat tartışmaları ortadan kalkar.
    • Ne yapılacağı konusunda da acil çözüm için çok alternatif bırakılmaz ve denir ki bakanlık, İstanbul’da deprem yönetmeliğine uygun yapılmış boş duran konutları tahliye edilecek konut sakinlerine tahsis edecek. İtiraz yok. Eğer ben bu binadan çıkarsam şurada isterim vb gibi talepler gelir ise, cevap olarak “bakanlık her ne demiş ise uyulur aksinde devletin en ufak bir sorumluluğu yok 30 gün sonra bina yıkılıyor siz kendiniz yer bulun” cevabı verilir. İnanın bu kadar.  Bu tahsis nasıl yapılır (tabi ki kişisel fikrim) konusunu ise geçen yıl yazmıştım.  Özetle inşa süreci kaybedilmez, boşta duran atıl yapılar değerlenir.
    • İnanın bana bu iş ne kadar kötü yapılsa (yani tahsisler ne kadar kötü olsa, örneğin Pendik’deki vatandaşa Beylikdüzü’nde tahsis) enkazda ölmekten iyidir.

Evet bunu da yapabiliriz. Lütfen hiç değil ise tartışmaya açık  olmayan sorunları çözelim.

Ve ne yazık ki bu deprem bir de pandemi döneminde gerçekleşirse ne olur düşünün. Günlük vaka sayılarının yirmi binler seviyesinde (üstünde) olduğu, hastanelerde doluluk oranlarının bu denli yükseldiği bir dönemde bıraktım depremi, çevreyolunda 15-20 araçlık zincirleme  kaza kabus olur.

Tartışma iyidir ama bir süreçtir bitmeyebilir. Deprem ise uzunu saniyelerdir biter, sonuç!

Fotoğraf : Darcy Lawrey

Hakkında Sinan Çakaloz

Ayrıca Kontrol Et

Maaş Hesaplarında Vergi Dilimleri

Son günlerin çok yoğun konularından biri maaş hesaplamalarında vergi dilimlerinin yükseltilmemesi. Bu dilimin yükselmemesi matematiksel …

Bir yanıt yazın

Translate »