Bizim Çocuklar  

Baştan söyleyeyim, futbol aşığı olan ve/veya futboldan çok anlayan Sayın Okurlarımız var ise bu yazıyı okumasınlar. Bilirsiniz saydırılmaya itirazım yok ama benim için çok zor olan bir alanda sizler için araştırmacı gazetecilik yapıp bu yazıyı kaleme aldım. Bu fedakarlığın üstüne bir de saydırmayın.

Biliyorsunuz Avrupa futbol şampiyonası başladı. Ben de dedim bu milli konuda yazmamak olmaz ve cuma akşamı Türkiye-İtalya maçını seyrettim. Yani büyük oranda seyrettim. Seyrettiğim süre içerisinde bana göre İtalya lehine mutlak bir penaltı verilmedi ve ayrıca 3 tane gol yedik. Ama bu da sorun değil. Seyrettiğim sürede ben ne yaptığımızı (bir şey yaptık mı bilmiyorum) ve ne yapmak istediğimizi anlamadım. Ülkemizdeki her konudaki her türlü tartışmayı hemen hemen izleyemiyorum. Bu nedenle futbol muhabbetlerini de izleyemiyorum. Ama bu sefer araştırmacı gazeteci olarak TRT ekranlarına bir baktım neyi anlamamışım diye. Sayın Nihat Kahveci’nin oyunumuz hakkında çok nazik bir üslup ile “aciz” deyimini kullandığını duydum. Sonra da yine başka kanala geçtim. (Editörüme not:  Sayın Kahveci haklı olarak bir sürü yorumculuk bedeli alıyordur. Bense neredeyse aynı şeyi söylemek için bedava yazıyorum.) Ama serde araştırmacı gazetecilik olunca grubumuzdaki diğer iki takımın maçını da seyretmeye çalıştım. (Galler ve İsviçre) İzlediğim kadarı ile onlar o futbolu biz de bu futbolu oynarsak gruptan çıkma olasılığımız sıfırdır. Bir adım ilerisi bizim bu oynadığımızı iddia ettiğimiz oyunun iki katını oynasak bile finale çıkma şansımız % 1 bile değildir. (Bu gerçekleştiğinde yine Editörüme hatırlatacağım bak bedava bu yorumu yapmıştım diye.) Milli takımda sahaya çıkan oyuncuların azımsanmayacak bir bölümü yurt dışında başarılı bir şekilde oynuyorlamış. Birkaç tanesini ben bile biliyorum. Bu durumda o futbolculara sahaya çıkın, bildiğinizi yapın deseydik  ne değişirdi? Bana göre rakip lehine verilmeyen bir penaltı ve üç gol yemekten daha kötü ne yaparlardı?

Sayın Okurlar, gelelim sadede. “Bizim çocuklar” gibi naif bir söylemle bu işin yürümeyeceğini kabul etmemiz gerekiyor. Benim gibi bu işten zerrece anlamayan (ayrıca teknik, taktik olarak futbolun anlaşılacak neyi olduğunu bilmiyorum. Futbolda  antrenör, psikolog, fizyoterapist, doktor, uyku danışmanı vb bilim insanlarından oluşan ekibin teknik direktörden önemli olduğunu düşünüyorum.) bir insan, yıllarca futbolu yurt dışında başarılı bir şekilde oynamış sayın Kahveci’nin dediklerini diyebiliyorsa sorunumuz çok büyüktür. Bana kalırsa artık futbola ayrılan kaynakları tamamen yeniden planlamamız gerekiyor en azından Milli Takım düzeyinde. Bu paralar sponsorlardan geliyor denebilir. Tamam ister sponsorlardan gelsin, ister devlet bütçesinden veya başka kaynaklardan her ne ise Milli Takıma bu aşamada para harcanmasın. Ne teknik direktörüne, ne ekibine ne futbolcularına. Boşuna seyahat, konaklama vb paraları verilmesin. Bu kaynakları tamamen genç yetenek havuzuna ve o havuzu yetiştirecek, yönetecek insanları eğitmeye ayıralım. Yani önce eğitmenimiz, sonra iyi eğitilebilecek yetenek havuzumuz olsun. Sonra bu havuzu kulüp takımlarında izleyelim. Bakalım kulüp takımlarımız ne kadar yerli oyuncu ile ne kadar sıradanlaşan Avrupa/Dünya başarısı kazanıyorlar. Bunu görelim. Kulüp takımlarının sıradanlaşan bir şekilde uluslararası başarısızlığı varken milli takımın yurt dışında oynayan oyunculardan ağırlıklı bir kadro kurarak başarı kazanması olası mı? Olmaz bence ve olmuyor da zaten. Eğer amaç şampiyonluk ise ve turnuvalarda şans eseri yukarılara çıkma olasılığınız varken dahi hadi başarılarımızı sayın desek kaç tane sayabiliriz.

Yazıktır bu mantıkla harcamayın bu parayı. Önce kaynağı oluşturalım.  Sonra adil, entelektüel, aydın  bir futbol dünyası yaratalım. Bu ortamın rutin sonuçlarını izleyelim. Sonra başarılı olduğumuzu gözlemliyorsak eğer, çıtayı en üst düzeye (A Milli Takımı) çıkarmanın planlarını yapalım. Size taahhüt ediyorum, mevcut mantıkla futbolda en üst düzeyde başarı göremeyiz.

Fotoğraf : Markus Spiske

Hakkında Sinan Çakaloz

Ayrıca Kontrol Et

Maaş Hesaplarında Vergi Dilimleri

Son günlerin çok yoğun konularından biri maaş hesaplamalarında vergi dilimlerinin yükseltilmemesi. Bu dilimin yükselmemesi matematiksel …

Bir yanıt yazın

Translate »