Her İşin Başı Eğitim – 4

Üniversiteye gelmiştik hayırlısıyla. Sanırım aşağıdaki sözleri daha önce de yazmıştım ama sonuçta derli toplu bir dertleşme diye bir daha yazmamda en azından benim için sakınca yok. Allah sizlere sabır ve kolaylık versin. Tabi başta editörümüze.

Sayın Okurlar, benim için eğitim lise ile biter. Üniversite salt bir eğitim kurumu değildir. Orada bilim üretilir. İster sosyal bilimler olsun ister pozitif bilim. Her ne olursa olsun bilim üretebilmenin ön koşulu özgürlükten geçer. (Tabi ki objektif  ceza hukukuna giren konular hariç.) Şiddet, hakaret vb gibi konular haricinde en aykırı görüşler bile dile getirilip, dile getirilmekten öte araştırma, çalışma konusu olabilmelidir. Ancak sadece özgürlük kavramı üniversite olabilmek için yeterli değildir. (Aslında bu yazacaklarım ilkokul için bile olmalıdır ama üniversite için bence hayatidir.) Üniversiteler, kütüphane, farklı nitelikte öğrenim kadrosu (yani öğretmen değil, bilim insanı) özgürce kullanabileceği mali varlık, günümüzde dijital dünyaya açık olabilme olanakları, laboratuvar, öğrencilerine tahsis edebileceği araştırma fonları vb, çeşitli sosyal olanakları (spor, müzik vb) sağlayabilen bir kampüs vb kaynaklara sahip olmak zorundadırlar. Çok özetle özgürlük ve asgarisini belirttiğim fiziksel kaynaklara sahip kurumlar ancak üniversite olup bilim üretimine katkıda bulunabilirler. Eğer bu yazdıklarım doğru ise her ile bir üniversite kavramı bana göre dünya ölçeğinde tanımlı üniversite tanımı ile çelişir. Ki ABD’de bile 10 tane Harvard, 20 tane Berkeley yok. İngiltere 65 tane Oxford’a sahip değil.

O zaman tekrar ve tekrar başa dönüyoruz. Ülkemizin hedefleri ne? Gerek nicelik gerek nitelik olarak. Eğer biz hedeflerimizi belirleyememişsek o zaman işsiz ve mutsuz gençleri neden yadırgıyoruz? Eylemlerimizin sonucu bu işsizlik oranları (resmi oranlar her ne ise o) ve bu sosyal yapı.

Eğer her işin başı eğitim diyorsak o zaman kaç kişiye neden, nasıl, nerede hangi olanaklarla bir eğitim süreci yaşatıp, o gençleri neden, nerede, nasıl istihdam edebilirizi saptamalıyız. Örneğin tarımsal sorunlarımız var ise ki bana göre var o zaman ülkemizin neresinde sadece Ziraat Mühendisi yetiştirecek kaç tane hangi nitelikte üniversite açmalıyız onu planlamak zorundayız. Ancak tarım sadece ziraat mühendisleri ile icra edilmiyor. Nitelikli tarımsal ara eleman yetiştiren kurumları da var etmeliyiz. Ve yineliyorum eğer bu kavramları planlamazsak sayısı çok! niteliği çok tartışmalı farklı seviyelerde (ilk orta lise vb) eğitim kurumlarımız olacak. Varlıkları almamız gereken sonuçlara hizmet etmeyecek.

Bana göre bu nedenle tüm kişisel aidiyetlerimizden sıyrılarak objektif, somut bir biçimde kırmadan, dökmeden, ama açıkça özgürce biz ne yapıyoruz, ne yapacağız tartışabilmeliyiz. Ne yazık ki bence bu kadar işin başındayız.

Ama bilmiyorum bunu yapabilir miyiz ? Şu anki tartışma kültürümüze bakınca (hatta en yakınımızdaki kişi/kişilerle ne kadar tartışabildiğinize bakın lütfen) umutsuzluğa kapılıyorum.

Fotoğraf : Olga Lioncat

Hakkında Sinan Çakaloz

Ayrıca Kontrol Et

Maaş Hesaplarında Vergi Dilimleri

Son günlerin çok yoğun konularından biri maaş hesaplamalarında vergi dilimlerinin yükseltilmemesi. Bu dilimin yükselmemesi matematiksel …

Bir yanıt yazın

Translate »