Maliyet Kavramı Üzerine  

Silisten Okurlarına bu tarz yazılar yazmak bence çok anlamlı değil ama itiraf edeyim ben bu yazıları kendim için yazıyorum. Gerçekten kendi anlayışsızlığım ile bir hesaplaşma veya sizlerle bir dertleşme olarak bakın lütfen. Ve samimiyetle yardımcı olacağınız bir nokta varsa beklerim.

Sayın Okurlar, faiz gerçekten bir maliyet unsurudur. Yükseldikçe üretilen/satışa sunulan ürün/hizmetin maliyetini de artırır. Ancak en azından bana göre sorun şudur ki faiz tek başına bir maliyet unsuru değildir.  Maliyet unsurlarından biridir. Bu nedenle faizin inmesi, indiği oranda toplam maliyetlerin inmesi anlamına gelmeyebilir ve/veya inen maliyetler tatminkar/beklenen düzeyde olmayabilir. Bu nedenle özellikle üretim maliyetlerinin düşmesi için çok başka faktörlerin de devreye girmesi gerekir. Hatta tamamen öz sermaye ile çalışabilen/üretim yapabilen -kaç tane böyle firma vardır bilmiyorum- firmalar bile rahatlıkla yüksek maliyet ve yüksek maliyet enflasyonu sorununu yaşarlar.

Sayın Okurlar, çok kabaca üretilen malın/hizmetin maliyetini faiz hariç;

  • Hammadde (içine ambalaj malzemelerini de katın lütfen),
  • İşçilik/personel,
  • Enerji,
  • Nakliye,
  • Teknoloji/işçilik kullanım oranı
  • Genel pazarlama/satış,
  • Demirbaş/sabit kıymet,
  • Makine statüsündeki sabit kıymetlerin bakımı
  • Zorunlu yazılım teknolojileri giderleri oluştururlar.

Yani bir işletme sıfır faiz ödese bile (yani tamamen öz sermaye ile çalışsa bile) çok yüksek maliyeti olabilir. Hatta sıfır faiz ödeyen işletme için bile  bizzat kendi parasının maliyeti vardır. Bunu ikame maliyet olarak tanımlayabiliriz.  Bir firma, örneğin öz sermaye olarak kullandığı 1000 TL ile faaliyet karı olarak % 10 üzerinden 100 TL kar edebilirken, bu parayı  faiz, fon, vb yatırsaydı % 15 alabilecek ise yine kendi öz sermayesine para ödüyor demektir.

Yine işletmelerde maliyet unsurlarının üretilen mal üzerindeki dağılımı da çok önemlidir. Yani bir birim malın üretimine ödenen faizin mi etkisi çok, yoksa tüketilen enerjinin mi etkisi çok kavramı son derece önemlidir.

Ayrıca satılan malın maliyeti olarak tanımlayabileceğimiz bir kavram daha vardır. Bu da sadece işletmenin kendi maliyeti ve satış değerine bağlı olmayıp dış etkenlere bağlı bir kavramdır. Bu kavramı da şöyle açıklayalım.  Bir işletme a malını 100 adet 10 TL birim bedelle üretiyor. Toplam maliyet 1000 TL. Ve bu işletme çok makul % 5 gibi bir kar ile malını 10,50 TL’den satışa sunuyor. (KDV vb şu anda yok sayıyoruz hesabı basitleştirmek için.) Ancak bu işletme a, b, c nedenleri ile sadece 50 adet malı satabiliyor. Toplam satış hasılatı 10,50 x 50=525 TL, Total maliyet 1000 TL ise satılan mala düşen maliyet bir anda 20 TL’ye ulaşır. (Diyeceksiniz ki stokda 50 tane var canım.) Hiçbir işletme için stokta uzun süre bekleyen mal varlık olarak görülmez gerçekte. Hatta bu da raf/stok/bekleme maliyeti gibi kavramlarla ifade edilir.

Ve işte Sayın Okurlar, biz sadece faizi düşürerek maliyeti aşağıya tatminkar, ekonomide olumlu etkisi hemen ve/veya kayda değer bir şekilde hissedilir oranda çekemeyebiliriz ve hatta hiç de çekemeyebiliriz. Çünkü bunu yapabilmeniz için sosyo/ekonomik yapısal durumunuzun çok farklı olması gerekir. Örneğin;

  • Enerjide dışa ne kadar bağımlısınız?
  • Üretimde kullandığınız ham maddeleriniz ne kadar dışa bağlı?
    • Bu bağımlılıkları hangi birim bedellerle finanse edebiliyorsunuz?
  • Ürettiğiniz ürün katma değer olarak sadece ucuz işçilik değil ne kadar yerli teknoloji (genelde katma değer diyelim) içeriyor?
  • Ürettiğiniz ürünler ne kadar ihracatta vazgeçilemez ürünler? (Yani sadece sizden/bizden alınabilir)
  • Ürettiğiniz ürünlerin ne kadarı lisans hakkı ödenmeden tamamen “made in Turkey”.
  • Genel toplam gelir düzeyi ve dağılımı ne kadar ve nasıl (hangi nicelik ve nitelikte) tüketim ekonomisi yaratabiliyor?
  • Doğrudan ve dolaylı vergi yapımız ne?

Sayın Okurlar, çok iyi biliyorsunuz ki bu listeyi daha uzatabilirim.  Eğer bu yazdıklarım tamamen kişisel aidiyetlerimiz dışında objektif gerçekler ise toplam yapımızı değiştirmeden toplam maliyetimizi nasıl aşağı çekip karlılığı ve toplam çağdaş refah seviyesini artırabiliriz?   Ve ben yine başa döndüm;

Geleceğimizi nicelik ve nitelik olarak planlamadan (ki küresel ısınma, mevcut ve olası gelecek pandemiler, göç vb vb gibi sorunlar da var ve daha da var olacakken) yapısal sorunları, güncel önlemlerle nasıl çözebiliriz.

Lütfen bana kavramsal bir yardım eli uzatın. Senin tedavin yok deme hakkınız tabi ki var.

Fotoğraf : Anamul Rezwan

Hakkında Sinan Çakaloz

Ayrıca Kontrol Et

Maaş Hesaplarında Vergi Dilimleri

Son günlerin çok yoğun konularından biri maaş hesaplamalarında vergi dilimlerinin yükseltilmemesi. Bu dilimin yükselmemesi matematiksel …

Bir yanıt yazın

Translate »