Nasıl Düşünüyoruz?

Sayın Okurlar, bu yazıyı okursanız, okuduktan sonra lütfen 14 Nisan 2020 tarihli “Korona Sonrası Eğitim” yazısına bakın lütfen. Bu yazı asla ben/Silisten demişti/m yazısı değildir. Yazı düşünce sistematiğimiz üzerinedir.

Benim için ne düşünüldüğü değil nasıl düşünüldüğü öncelikle önemlidir. Çünkü eğer düşünce sistematiğiniz yanlış ise çok büyük olasılık doğru düşünemezsiniz. İkincisi düşünceler somut olarak da (en azından sosyal ve toplumsal olaylarda olaydan bağımsız) bir şey söylemelidir. Örneğin daha önce de yazmıştım “müreffeh Türkiye istiyorum” cümlesi benim için çok anlamsızdır. Aksini isteyen olabilir mi? Sorun müreffeh algınız kimin için nedir ve nasıl ulaşalım kavramındadır. Neyse konuyu dağıtmayalım.

Son alınan Korona önlemleri içerisinde okullarda yıl sonuna kadar eğitime ara verilmesi de vardı. (Ben yine diyorum ki şimdiden hiç açılmayacağı açıklanmalı.)  Biz zaten yukarıda bahsettiğim yazıda 2021-2022 dönemine kadar hiç açmayacağınızı söyleyin diyerek detay somut neden ve öneriler saymıştık. Gerek şu anda ve gerekse yaz aylarında muhalif medya, eğitim sendikaları, psikologlar, bilim insanları dahil herkes açılmalı ama (bu “AMA” çok önemli) (iki harfi aynı olan çok kısa bir kelime “AMA”, ama basitliğinden öte çok önemli) önlemler alınarak diyorlardı. E sayın okurlar zaten sorun o “AMA”da. Orada. Biz dedik ki alınması gereken fiziksel önlemler yetişemez. Nedenini de anlattık. Bu kadar basit.  Acilen uzaktan eğitime destek verecek önlemleri alalım. 2020-2021 sanal ortamda olabildiğince iyi devam etsin ve kalıcı bir düzeni (ona bile en az demiştik) 2021-2022 yetiştirelim. Çünkü okul sayımız, sınıf sayımız, öğrenci sayımız ve yerleri, hepsi belliydi. Bu belli olan değerleri, pandeminin koşullarına fiziksel olarak yetiştiremezdik. Ama hızla (5 ayda) tablet, kişisel bilgisayar vb dağıtabilirdik. Ne yapsak iletişim sağlanamayacak yerlere -sadece buralara- kalıcı altyapıyı kurana kadar yeni prefabrik pandemi koşullarına uygun okul/sınıfları yapıp (bir ayda pandemi hastahanesi yaptık) yeter sayıda öğretmen ataması ile sadece bu noktalarda yüz yüze eğitim başlatabilirdik. Yapamadık. Ama hepimiz hala okulları açalım ama sağlık kuralları ile diyoruz. Allah aşkına bundan daha doğru ama daha anlamsız hangi cümle kurulabilir. Yineliyorum sadece bir yaz sezonunda kaç okulu pandemiye uygun hale getirebilirdiniz? Vaz geçtim kaç veliye kapıya gelmeyeceksin diyebilirdik? Kapının önü ana baba günü çocuk içerde. Yapmayın ne olur yapmayın. Allah aşkına somut olun.

Lütfen düşünürken -ki yineliyorum ne düşündüğümüz hiç önemli değil- doğru bir sistematik kuralım. Elimizdeki fiziksel veriler ne? (Örneğin: Bu konuda okul/sınıf/öğrenci sayımız) Gerçek yapmam gereken ne? (Örneğin: Bu konuda sosyal mesafe en az 1,5 mt) O zaman bu kadar okul/sınıf/1,5 mt ara ile bu kadar öğrenciyi alacak hale ne kadar zamanda gelir. Bunu hesaplamadan “gerekli önlemleri alarak okulları açmalıyız” söyleminin ne anlamı var.  Kim aksini kim söyler zaten.  Bir biz söyledik. Ne işe yaradı/yarıyor bilmiyorum.

Lütfen hayatımızda sadece tek bir defa kişisel aidiyetlerimizden sıyrılarak herhangi bir konuyu fiziksel/matematiksel/ilgili tüm bilim alanı verileri ile değerlendirip somut bir düşünce üretelim. İnanın bana hayat daha kolay olur.

Sinan Çakaloz
İş Analisti

Fotoğraf : ShonEjai

Hakkında Sinan Çakaloz

Ayrıca Kontrol Et

Maaş Hesaplarında Vergi Dilimleri

Son günlerin çok yoğun konularından biri maaş hesaplamalarında vergi dilimlerinin yükseltilmemesi. Bu dilimin yükselmemesi matematiksel …

Bir yanıt yazın

Translate »