Psikoterapi – Kendine Yolculuk

Yolculukların her zaman bir başı olur, peki ya sonu? Varılmak istenen yere gidilebilirse, evet tabi. Varmak istediğimiz yer ise her zaman değişebileceğinden, yaşadığımız sürece “son” hiç olmayabilir. Özellikle de bu yolculuk kendimize yapılan ise. İşte psikoterapi bu noktada karşımıza çıkıyor. Kendimize yaptığımız bir yolculuk çeşidi olarak. Psikoterapist ise bu yolculuktaki eşlikçimiz oluyor. Bizim için yolu bulan değil ama yolumuzu bulmamıza yardımcı olabilecek haritaları paylaşan kişi olarak eşlik ediyor. Acımıza, arayışımıza, umudumuza ya da umutsuzluğumuza…

Yaşam devam ettiği müddetçe kendine yolculuk da devam eder. Sonu olmasa da bir başı vardır ve her zaman bir terapistle başlamaz. Bazen birini kaybetmekle ya da birini sevmekle, bazen bir acı ya da hastalıkla, kimi zaman  ise bir filmle ya da kitapla  başlayabilir. Aslında hep hayat yolumuzdayızdır da varmak istediğimiz yerin kendimiz olduğunu öğrenmektir esas mesele. İşte gerçek yolcuğumuz burada başlar. Pek çok durak çıkar karşımıza, bir iş, bir insan, bir şehir. Pek çok yoldaşla  kesişir yollarımız, bir arkadaş, bir sevgili, bir büyük, bir küçük… Hepsinden bir şeyler alır, bir şeyler verir ve devam ederiz. Bazen durur dinleniriz, bazen tutkuyla koşar, bazen hayal kırıklığı ile sendeleriz. Her biri çok kıymetlidir. Hepsi bize bir şey gösterir. Böyle böyle bulmaya çalışırız yolumuzu. Bazen de arayıştayızdır, nereye gitmek istediğimizi bulamayız, bulsak da yolu bilemeyiz. İşte bu noktada bir psikoterapist iyi bir yol arkadaşıdır. Bize “şunu yap”, “bunu yapma” demez, “ne yapıyorsun, ne oluyor da öyle yapıyorsun, ne yapmak istiyorsun, nasıl yapıyorsun?” diye sorar. Farkındalığımızı arttırmaya çalışarak nerede olduğumuzu görmemizi sağlar.  İhtiyaçlarımızı anlamamıza yardımcı olarak nereye gitmek istediğimizi bulmamıza yardımcı olur. Gücümüzü kullanmamızı engelleyen duygu ve düşüncelerimizi buldurarak engellerimizi gösterir. İşe yaramayan yöntemlerden kurtulmamıza destek olurken, yeni yöntemler aramaya cesaretlendirir. Hepsinden kıymetlisi tüm duygularımızı kabul ve eşlik ederek güvenli bir alan sağlar. Acı, sabır ve cesaret gerektirir bu yol. Güllük gülistanlık değildir, dikenlidir de güneşi de vardır, fırtınası ve gökkuşağı da.

Bir fıkrada şöyle der. “Bir gün bir adam sokak lambasının altında bir şeyler arıyordur. Yanına biri gelir ve ne aradığını sorup yardım etmeyi teklif eder. “Anahtarımı arıyordum” diye yanıtlar lambanın altındaki adam. Sonra ikisi beraber aramaya başlarlar ama bir türlü bulamazlar. Yardım teklif eden kişi “burada kaybettiğine emin misin?” diye sorar. Adam ise “Bilmiyorum ama burada ışık var”diye cevap verir.” İşte bazen anahtarımızı yanlış yerde arar dururuz. Bir psikoterapist ise bizim yerimize anahtarı bulamaz ama karanlık sokaklarda bulabilmemiz için ışık tutar.

İşte tüm hikaye budur. Doğru yerde aramak… Elbette her zaman bir terapistle olmak zorunda değil ama her zaman çabayla ve cesaretle mümkün.

Fotoğraf : M Venter

 

Hakkında Özlem Öztürk

Bir yanıt yazın

Translate »