Stok-Stokçuluk Üzerine

Sayın Okurlar, işim gereği hemen her sektörde üretim ve doğal olarak stok, tedarik, satış süreçleri    üzerine çalıştım, çalışıyorum. Ancak defalarca itiraf ettiğim gibi ben gerçekten siyasetimizin (iktidarı ile muhalefeti ile) tartışma içeriğini algılayamıyorum. Gerçekten algılayamıyorum. (Tartışma tarz konusuna zaten girmiyorum.) Tamamen kişisel aidiyet ve davranışlar dışında matematik kavramlardan fiilen mevcut fiziki gerçeklerden gidiyorum ve tıkanıyorum. Sayın Okurlar, lütfen aşağıdaki noktalarda bana yardımcı olun. (Derdimi tamamen kendi aklımdan kaynaklanan nedenlerle çok basit anlatmaya çalıştım.)

  • Aklınıza gelebilecek her sektör ve bu sektörlerde yer alan her kuruluş stoklama yapmak zorundadır. Sadece stoklamanın optimal verimliliğini bulmaları gereklidir. Örneğin A işletmesi siparişe dayalı çalışmıyor ve aylık A malından 1000 adet üretip satabiliyor  ve A malını üretmek için B hammaddesinden 2000 adet tedarik etmesi gerekiyor ise bu A işletmesi fire, nakliye, finans, tedarik kaynağı (yurt içi, yurt dışı vb) ve diğer verileri dikkate alarak mantıken bu rakamların üzerinde stok tutmalıdır. (İşletme zaten siparişe dayalı çalışıyor ise yine ihtiyat payı ile stoklama yapmak zorundadır.) Bu tutulan stok üretimde tüketildiği/üretilen satıldığı sürece stok devir hızı zarara (stok bekleme maliyetine) yol açmaz, tam tersine verimlilik sağlar. Yani bu mantıktaki bir stoklama suç ve/veya etik dışı sayılamaz bana göre.
  • Şu anda, daha önce de sizlerle paylaştığımız gibi ülkemizde de uygulanan ölçek ekonomisi, daha da ötesi fiilen yasal olarak izin verdiğimiz ticari hayat ve bu ticari hayat içindeki detay öznel koşullarımız stoklamayı zorunlu kılar. (Bakkal amca dertleşmesinde bahsetmiştik.) Kısa tekil bir anımsatma yapayım zincir market yapılanmasına bu hali ile izin verdik. Sonra bu ticari hayatımız ve ölçek ekonomisi dedi ki A malı bir adet alırsan 1 TL, 100 adet Alırsan 0,90 Kuruş, 1000 Adet alırsan 0,70 kuruş vb vb. (Mal fazlası vb vb detaylara girmiyorum bile.) Sonuç nedir? Tanrı aşkına gücü yeten çok alır, ucuza satar, daha ucuza satarken daha çok kazanır. Peki çok  almak ne demektir?  Alırsınız, stoklarsınız. Fiilen yaratılan bu düzen tartışılabilir (tartışılmalı da) ama yasal olarak suç sayılamaz bence.
  • Sayın Okurlar, her mal stoklanamaz da. Bazı mallar/ürünler nitelikleri vb bazı özellikleri gereği (örneğin çiğ süt) aldım ve (çiğ süt olarak) depoladım, bir ay sonra (peynir yapmak için) kullanırım denemez. Yani bazı ürünlerin stokçuluğu fiilen olamaz.
  • Bazı ürünler ise nitelikleri gereği zorunlu olarak stoklanır/bekletilir. Örneğin özellikle de üretim fazlası olur ise zaten hemen tamamen tüketilemeyen patates, soğan vb ürünler mecburen depolarda stoklanır ve zaman içerisinde dağıtıma çıkarlar. Hatta özellikle bazı ürünler için ek maliyet ile soğuk hava deposu yapılıp ürün korunur. Yani bana göre bu ürünlerin stoklanması yasa veya etik dışı olamaz.
  • Yine ticari hayatımızda gerek bu ölçek ekonomisi, gerekse nakliye verimliliği, finansal güven vb nedenler ile her üretici her nihai tüketiciye mal satmaz/satamaz. Örneğin çok güncel örnek olan ekmekten gidelim. Un fabrikaları tekil fırına, pastahaneye çok ama çok büyük olasılık ile satış yapmazlar. STOKLAMA (yani çok büyük değerlerle mal çekebilen) yapabilen, ödemelerine güvendikleri  çok büyük dağıtıcılara satış yaparlar. Bu dağıtıcı (STOKÇU) firmalar, hiçbir zaman bu tekil/nihai tüketicilerin ulaşamayacakları fiyatlarla alım yaparak dağıtırlar. Bu ticari hayat yeniden yapılanmadan/değişmeden her stoklama bana göre suç ve/veya etik dışı sayılamaz.
  • Diyeceksiniz ki e ne kaldı ?
    • Stokçuluk suç/etik etik dışı olacak ise stoklanan ürünün;
      • O sektör için hayati bir mamul/ham madde vb olması gerekir.
      • Bu ürünün ikame bir çeşidi olmamalıdır.
      • Stoklanan ürünün arzında tekel olmalıdır.
      • Stoklanan ürünün stoklanabilir bir ürün olması gereklidir.
      • Stoklanan ürünün yasal olarak stokçu tarafından edinilmiş olması gerekir. Aksi halde sorun zaten başkadır. Yani vergi/ceza hukuku kapsamındadır öncelikle.
      • Stoklanan ürünün stokçu dışındaki nedenlerle üretim/tedarik/lojistik vb sorunları olması gerekir.
    • Sayın Okurlar, eğer bu koşullar yok ise Allah aşkına stokçuluktan kar elde edilir mi?
      • Yani o ürüne erişimi ihtiyat payı ile tüm ekonomik sistemimiz güvenceye almış ise, daha açık anlatımla A stokçusu B malını deliler gibi stoklarken (stokladığını sanırken) zaten o ürünün arzında/tüketiminde  (üretim/lojistik/tedarik/finans) sorun yok ise stokçuyu cezalandırmak değil ona Allah senden razı olsun demek gerekir.

Yani Sayın Okurlar, ben yine başa döndüm. Biz tüm temel yapılanmamızı yeniden planlayıp, hayata geçirmediğimiz sürece  sorun diye algıladığımız, ama aslında asıl sorun/ların güncel sonuçlarını konuşmaya ve çözme! çabasına devam ederiz bence.

Lütfen bir yardım bana. Ben nerede yanılıyorum?

Hakkında Sinan Çakaloz

Ayrıca Kontrol Et

Maaş Hesaplarında Vergi Dilimleri

Son günlerin çok yoğun konularından biri maaş hesaplamalarında vergi dilimlerinin yükseltilmemesi. Bu dilimin yükselmemesi matematiksel …

Bir yanıt yazın

Translate »