“Bizim Çocuklar” yenildi. Tamam teknik direktör istifa etsin. Bitti. Sonra, aynı düzen başka bir isim ile devam etsin.
Bu kadar mı Sayın Okurlar, bu kadar mı basit hayat?”
Yukarıdaki alıntıyı 17 Haziran 2021 tarihli “Hayata Sonuçlar Üzerinden Bakmak” başlıklı yazımdan yaptım.
Biliyorsunuz dün “Bizim Çocuklar” Hollanda’ya 6-1 yenildiler. Bu maçın böyle olabileceğini beni boş verin futboldan anlayan! yorumcular 3-0 kazandığımız Cebelitarık maçından sonra da söylediler. Dünkü maçın ilk yarısını işlerim nedeni ile ikinci yarıyı da 4. golden sonra gereksiz bularak seyretmedim. Ama devre arasında ancak TV açtığımda Sn. Rıdvan Dilmen’in özetle “bu maç 3-0 biterse şükredelim, sonuçta bize bağlı değil dediğini duydum”. Daha üzüntü verici ne olabilirdi? Ve maçın arkasından biraz dinlediğim ve bugün okuyabildiğim yorumcular (ısrarla editörüme not sevmediğim bir konuda nasıl çalışıyorum) teknik direktörümüzün istifasını istiyorlardı. İşte bu nedenle yukarıdaki alıntıyı yaptım. Bana kalırsa da bu kadar süregelen başarısızlığın bireysel karşılığı istifadır. Ancak bireysel karşılığı istifadır. Sonuçta kurumsal karşılığı nedir? İşte tam da sorunun özü buradadır.
Bu yazı konusunda futbolumuzun! genelde her konumuzun özü neden/sonuç ilişkileri içerisinde analitik düşünebilmektir. Bu nedenle size taahhüt ediyorum ki futbolumuzdaki bu yapılanma/yapılanmama devam etsin sonuç Sn. Güneş istifa etse de etmese de değişmeyecek. (Etmesinden yanayım başka.)
Aşağıdaki notları sadece Silisten’de değil daha önce ve hatta yıllar önce Milliyet ve Açık Radyo yayını Açık Site’de yazdım.
- Hedef algımız değişmeli. Artık 2021 yılı ve sonrası için hedeflerimiz (futbol için ve milli takım için yazıyorum) Avrupa ve/veya Dünya Şampiyonası finallerine katılmak olamaz. Bu hedef/ler için para harcanmaz. Tek hedef vardır. (Ulaşılır/ulaşılmaz ayrı konu) Şampiyon Olmak.
- Başarı algınız hasbelkader alınmış bir veya birkaç galibiyet olamaz. Futbol severler kızmasın ama futbol ne yazık ki kötü takımın da zaman zaman kazanabileceği bir oyundur. Başarı algınız (futbol dahil her konuda) galibiyetin/üst düzey derecelerin sıradanlaşması, yenilgilerin istisna olması şeklinde değişmelidir. Bakınız kadın voleybolcularımız. Bırakın yenilgiyi set vermeleri şaşırtıcı oluyor. Katıldıkları uluslararası turnuvalarda gruptan çıkmak gibi bir hedefi! kimse konuşmuyor.
- Eğer hedef ve başarı algınız değişir ise işte o zaman başka bir planlama yaparsınız. Ki bana göre bu konuda yapılabilecekleri defalarca yazdım.
- Eğer kulüp organizasyonlarından başlayarak bu şekilde devam edeceksek size bugünden aşağıdaki sonuçları taahhüt ediyorum.
- Türkiye süper! (kendi kendimize süper olduk) liginde (alfabetik sıra ile yazıyorum) rutin olarak (yani her sezon) Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’dan (şu an için daha düşük olasılık) başkası ülkemizde şampiyon olamayacaktır. (Mayıs 2022’de sonucu göreceğiz.)
- Avrupa’daki hiçbir şampiyonada takımlarımız çeyrek finalden ötesini göremeyeceklerdir. (Ki bu aşırı aşırı iyimser bir tahmin.) Zaten iki takımımız elendi. Kalan üçü için de iç karartmamak için bu iyimser tahmini yaptım. (Mayıs 2022 bile olmadan bunu da teyit edeceğiz.)
- Sadece bu başarıları! almak için yine özellikle yabancı futbolcular ile yerli yabancı tüm teknik direktörlere inanılmaz paralar ödenecek ve kulüplerimizin iki yakası bir araya gelmeyecektir. (Tabi bu zararın nihai finansörünün tüm toplum olacağını belirtmem anlamsız sanırım.) (Not: Bu dört takımımızın başkanlarına da ayrıca çok ciddi bir taahhütte bulunacağım. Aslında Milli Takım için de federasyonumuza. Teknik direktörlerine ödedikleri para her ne ise ben % 25’ine razıyım. Tek ricam hangi futbolcuları alıyorlar ise alsınlar ve asıl önemli olan istedikleri teknik ekibi kursunlar. Doktor, kondisyoner vb. hiç karışmayacağım ve sonra ne yapacağım biliyor musunuz, çıkıp o futbolculara bildiğinizi yapın diyeceğim. Allah aşkına daha ne kadar kötü olabilir her şey. Hiç değilse % 75 oranında teknik direktör parası kasada kalır.)
Şimdi tekrar tekrar asıl can alıcı soruya gelelim. Biz temel mantalitemizi değiştirebilir miyiz? Yoksa bu düzenden aslında hiçbirimiz şikayetçi değil miyiz?
Hatta bence gerçek bu mu?
Fotoğraf : Pixabay
