SONY DSC

Boşluktan mı?

Değişlerin. Aklının aklıma. Yakarışın. Sevmekten geçen bakışların. Varlığınla yokluğun arasına. Teslim edişin kendin. Tam da göğsümün çukurunda. Soluklanan ölümlerin. Dirilmeye bıraktığın kendinden nadasın.  Sonrası sürüşün. Bilincimde açacak tohumlara ayırmak için yerin. Alışın benden ben. Üzeri susuşların. Ortasında sesimin. Anlamlandırmak için keşfin. Ateşin onurlandırdığı. Boşluktan mı?

Söylemek istediğin? Boşaltmalı mıyız? Sırtımızı vermek için yumduğumuz gözlerimizden. Kapaklarımız açılana kadar. Gerçek uykumuzdan. Sardığın tenlerim.

Takas mı? Niyetlerimizi mi? Rüyaların en güzeli karşılığı ölümlenip gelen aklımızla mı? Bilinmezliğinin izinde adımladığımız köprülerinle mi yoksa? Konuşsana.

Bizim sandığımız düşüncelerinden seni kurtarmamız için mi yeryüzüne gelişin?  Gömülmek mi son isteğin? O yüzden miyiz? Elimize geçen toprağınla yerimizi değişelim diye miyiz? Yoksa sen olmamız mı mesele? Senin gibi. Tozundan silkinmiş güzelliğinle buluşmak için mi? Savruluş mu? Bizimkisi de?

Değiş tokuş mu? Nefesimiz?

Demişken.

Karanlığının bizim korkularımız takasını hesaplamış mıydın hiç? Buradan nasıl görüneceğini? Sonsuzluğundan yarattığın sonlara ne olacağını peki kestirebildin mi? Önemi yok değil mi? Aşktan mı? Boşluğunu dolduran. Ondan mıyız? Aşmalı mıyız? Atlamak için miyiz? Aklından? Koyduğun ad mıyız? Yoksa fısıldayan nefesimiz mi boşluğa?

Sığmak için mi? Aklının alması için mi ki? An-la artık gitmek için mi? Bilinmez yeri yurduna? Her koşulda sevilmek sevmek için mi? Arlanırken bilincin mükemmellikten? O anda mıyız? Kesilmiş akıştan çıkardığımız cevherlerin kusurlarımız için mi kalmaktayız? Aklında tutmandan mı çıkamayışımız?

Sınırlar. Yetmez mi bilinmekten bilmekten vazgeçişim? Bırak boşluğun boşluğuma? Rüyalar ötesinden aşılsın. En güzelim gerçeğe. İsimsiz çekilelim derinlere. Girdabım topraksız düşüncelere.

Katlanan gerçeğe. Yaklaş. İşine gelirse. Seslendir kendi gerçeğin. Seversek kırılmayız  diye içinden geçtiğim. Girdik birbirimize işte. Genetik sarmalız. Fazlasıyla. Yok saymalıyız. Yoksa tuzla buzuz. Ritimsiziz atmayız. Doğru çizmenden üzerimizde farketmemişiz. Noktayız aslında yokuz. Sana layık değil miyiz? Sürtünmeli sürtünmeliyiz. Fırlatıp attığın toz gibi. Dönmeli dönmeli. Öyle mi gelmeliyiz? Huzurun için eğilmeli miyiz? Gerçekten?

Olmuş muyuz? Sorarsın. Görmez miyiz? Korkuyor muyuz neyiz? Sözlerimizin yerine ağır çekimimizden. Korkmalı mıyız? Hatırlamaktan. Devrilir mi zavallı hakimiyetlerimiz? Yoksa kazanılmış ölümlerimiz miyiz? Unutmuşuz. Gitmişiz.

Bağırırken. Boşluğum. Gökten. Hazır. Kalkmış inmişsin. Yakmışım. Kalbim. Ellerimde. Açar. Ondan. İzin.

Sürmeli. Sürmeli miyim? Sesin. Sesimken. Konuşmalı mıyım? Kimse duymazken. İçten. Yıkılmalı. Yıkılmalı mıyım? Özgürce. Yoksa kalkmalı mıyım? Dağlar taşlar gibi? Sesin kendi olmalı. Nabza şerbet mi vermeliyim? Kulluğundan mı? Köleliğinden mi girmeliyim? Susmalı mıyım? Özünde buluşan ırmaklara mı bırakılmalı? Özlemlerim.

Hatırla. Güzelim gerçeğim. Hatırlat da. Artık zihninde buluşalım.

Fotoğraf : Senem Şentürk

Hakkında TanaS

Ayrıca Kontrol Et

Ciddi miyiz?

Derin bir gecenin sularından çıkarırken uykumu. Bakmışım. Gözlerimde anlam arayan sığ denizlere dönmüşüm. Tam ortasında …

Bir yanıt yazın

Translate »