Düşüncenin Duvarları

Güneş, rengin başladığı yer. Göz de bittiği. Işığın maddeyle çarpışmasından gelir renk. Işık, maddenin gaz haliyle çarpışarak atmosfere dağılır. En çok mor renginde kıvrılarak. Göz içindeki ilgili maddeyle etkileşir. Bu etkileşimin beyne taşıdığı bilgi, mordan mavi bir gökyüzü yaratır.

İnsan bilgiyi kendi gözünde karşılar. Güneşten aldığı bilgiyi de başka bilgilere dönüştürür.

Bütün renkleri ulaştıran güneşi beyaz karşılamak gibi. Gökyüzünü de mavi karşılar insan. Işığın yokluğunu da siyah.

Gece ve gündüz gibi. Aydınlanmak, karanlığa boğulmak gibi. Mavinin özgürlüğe açılması gibi.

Biten bilgiyi sürekli çoğaltır insan beyni. Sonlanmak üzereyken yeniden başlatır. Bir ağ gibi örer. Önemli olan yeni bilgilerle eskileri yer değiştirebilmektir. Duygu, düşünce kalıpları oluşturmamaktadır. Bunlar aşılırsa, sonsuzluğun arayışı vardır beyinde. Bu sayede, bilginin bittiği yer tekrarın değil yeni bir bilginin başladığı yer olur.

Düşünmek ister beyin. Bu nedenle, veri girişini iyi yapmalıdır insan ki ortaya düşünce çıksın. Beş duyudur veri girişini sağlayacak olan. Beş duyuyu etkin kullanmalıdır.

Beyni gerçekle buluşturursa düşünmeyi eyleme dönüştürebilir, insan. Çevresini saran gerçeği farketmesiyle. Anda kalmasıyla ve anda düşünmesiyle. Bir de objektif ve nitelikli kaynaklardan bilgilere ulaşmasıyla. Tüm bunları harmanlayarak kendine özgü fikirler yaratmak ister aslında beyin. Gökyüzünün asıl rengini bilen ve bunu aklında tutarak göğe bakan ve onu okumasını söken bir insanın bilgi dönüşümü mucizelerle dolu olacaktır.

İnsan beyninin ihtiyacı olan düşünmektir. Tatminsizlik hissinden, ruhsal bozukluklardan, akıl hastalıklarından ancak bu şekilde kurtulabilir insan. Ama güzel düşünerek.

Güzel düşünmek. Bir şeyin sonsuz tane anlamının olduğunu farkederek. Bu ihtimallerin en güzelini düşünecek hayal gücüne ulaşarak. İyide kötüde farketmez. Her şeyde. En güzel olasılığa inanarak. Hiçbir şeyden korkmadan. Yol alarak. Dayatılmış hedefleri gözden çıkararak. Aklı keşfetmeye biraz daha yaklaşarak. Düşüncenin bahçesini cennete dönüştürmektir.

Hem derinlemesine, hem yüzeylemesine… İçindeki kainatın okyanuslarında durursa öleceğini bilen bir köpek balığı gibi yüzercesine düşünmesiyle olacaktır, insanın sonsuzluğu keşfedişi ise.

Yıldızlı gecede neye baktığını bilmek. Düşünmek. Bilerek. Siyah rengi, ışıklarını ulaştırması için yeterli zamanı olmayan yıldızlarla dünya arasındaki mesafe olarak algılayarak. Orada karanlıkta evrenin sonunu bulmak ve genişlediğini farketmek. Diğer teorilere ulaşmak için daha çok okumak.

Bütün korkulardan arınarak düşünmeli, insan. Düşünceye örülmüş duvarlardan. Miyadı dolmuş bilgilerle kalıplara dökülmüş tuğlalarından vazgeçmeli. Bu duvarlarla “şimdiki zamanı” her fırsatta geçmişe mahkum ettiğini farketmeli. Geleceği geçmiş üzerinden hayal etmenin düşünceye zarar verdiğini görmeli.

Korkular üzerinden yaratılmış kuramları bir köşeye bırakmalı. Şimdi olanın, geçmişte olanın en iyi ihtimali. Gelecekte olacağın ise en iyisinin olmasına bir adım olduğunu. Zamanın, insanın kendini keşfetmesi için sunulmuş bir araç oduğunu bilmeli. Yaşamın da zamanın ilerlemesine bir yol olduğunu.

Özgürlüğün kapıları, gerçekte mavi olmayan gökyüzünde değil, karanlıkta bırakılan insan beyninin içinde açılacaktır. Karanlıkta bırakanın, zamanı henüz keşfedememiş insan olduğu anlaşıldığında.

Eğer kendimize yıldızlar kadar uzak değilsek bu çok da zor değil, inanın. Güzel düşünün ve hayal edin. Gerisi zaten zamanda ve zaten sizi beklemekte. En önemlisi de korkmayın. Çünkü, korku güzel düşünmenizin önündeki en büyük engeldir. Korkmak, bilgiyi dönüştüren insan sisteminde negatif düşünce yaratılmasına neden olur. Negatif düşünce bilgi içermez. Çöptür.

Hayatta ne yaşarsanız yaşayın, korkuyla yaşamayın. Diğerleri belki değil ama korkmak bilinçli bir tercihtir, fark edin.

Korkuyu aklınızdan silin. Böylelikle yaşadığınız deneyimin, beyninizin sizden beklemekte olduğu verileri girmesine izin verin. Mesele doğru veri girişinde. Gerisini beyninize bırakın. Kurtarıcınız beyninizden başkası değil, bilin. Sadece güzel düşünmeyi öğrenin. Beklemeyi de.

Gözlerinizde biten renkleri korkuya değil yeni bir dünyaya dönüştürmeniz dileğiyle.

Fotoğraf : James Wheeler

 

Hakkında TanaS

Ayrıca Kontrol Et

Boşluktan mı?

Değişlerin. Aklının aklıma. Yakarışın. Sevmekten geçen bakışların. Varlığınla yokluğun arasına. Teslim edişin kendin. Tam da …

Bir yanıt yazın

Translate »